Piu.net

BLOG

Geri Dön

Zeynep Anacan ile bir Timsah Ateşi Serüveni

Başrollerini Funda Eryiğit, Hazar Ergüçlü ve Hidayet Erdinç’in paylaştığı Timsah Ateşi, zıt kutuplarda yaşayan iki kız kardeşin babalarıyla olan çalkantılı hikayesini anlatıyor.
2019 yılında Edinburgh Fringe Tiyatro Festivali’nin en iyi oyunları arasında yer alan bu etkileyici yapımı bu kez farklı bir açıdan ele aldık:
Tiyatro dünyasında bir oyuncu ve çevirmen olarak adından sıkça söz ettiren Zeynep Anacan ile Timsah Ateşi’nin çeviri süreci, oyunculuk ve sahne arkasındaki detaylar üzerine samimi bir sohbet gerçekleştirdik. 

- Timsah Ateşi’ni çevirmeye nasıl karar verdiniz? Özellikle sizi çeken bir yönü var mıydı?
Hikayesi şöyle, senelerdir Sadri Alışık Kültür Merkezi ile bağlantım vardı zaten. Bir dizi projesinde de Sadri Alışık’la partner oynadık. Proje bittikten bir süre sonra Sadri beni aradı. Yurtdışında “Timsah Ateşi”ni izlemiş, çok beğenmiş ve Türkiye’de yapmanın iyi olabileceğini düşünmüş. Bana “Çevirir misin?" diye teklifte bulundu. Oyunu okudum, ben de çok beğendim ve çevirmeyi kabul ettim. Yaklaşık bir buçuk, iki aylık bir süreçte oyunu tamamladım. 
Timsah Ateşi, içinde ağırlıklı İncil referansları barındıran bir İrlanda oyunu. Bu nedenle her zamankinden daha derin bir araştırma yapmam gerekti. Hem kültürel, hem de tarihi referanslar içeriyordu. Çeviri sürecinde titiz olmalıydım. Bu da beni bu oyuna iyice çekti. Çeviri yaparken, oyunun yazarının kültürünü bilmeniz ve yazarın aktarmak istediği hikayeyi değiştirmeden, ona sadık kalarak ilerlemeniz gerekiyor.
 
.
.
 
- Uyarlama mı yaptınız, yoksa birebir çeviri mi?
Birebir çeviri diyebiliriz. Deyimlerin, şakaların anlamlarını koruyarak Türkçe’ye adapte ettik ama oyunun coğrafyası değişmedi. Olay yine İrlanda'da geçiyor. Uyarlama yapmadık; oyun içinde hangi coğrafyada olursa olsun karşılık bulacak kavramları ve durumları barındırıyor.
 
- Oyunun hikayesi iki kız kardeşin ilişkisini ele alıyor. Sizi bu hikayede en çok etkileyen ne oldu?
Oyun iki kardeş ve babaları üzerinden ilerliyor. Bu iki kardeşin arasındaki iletişimi ve ailenin geçmişini konu alıyor. Bir de hiç görmediğimiz; ama adını ve etkilerini sıkça duyup gözlemlediğimiz bir anne var. İki karakterin dünyaya bakış açıları ve dilleri çok farklı gibi görünse de; ortak acıları, öfkeleri ve güçlü bağları var. Böylesine güzel ve detaylı düşünülerek yazılmış karakterler insanı etkiliyor tabi.
 
-Timsah Ateşi’ni sahnede ilk kez izlediğinizde ne hissettiniz?
Müthiş! Bir kere “Timsah Ateşi” harika sahnelendi; yönetmenimiz Mehmet Ergen yine muazzam bir iş çıkardı. Oyuncu arkadaşlarım harika oynadılar, sahne arkasındaki ekibimiz çok sağlamdı.. Oyun bittiği an aklımdan ilk geçen cümleyi hatırlıyorum: “Ekipçe çok iyi bir iş çıkardık! İyi ki!” 
Timsah Ateşi, içinde bulunmaktan gurur duyduğum özel bir proje oldu. Ama ben bunu provaların başladığı gün itibariyle hissetmiştim zaten. İlk günden itibaren yönetmenimiz ile hep iletişim halinde olduk. Metin organik bir şeydir; prova sırasında illâ ki değişikliğe uğrar. Mehmet metne, metnin yazarına ve çevirmenine değer veren bir yönetmen. Yapılan değişikliklerle ilgili beni hep haberdar etti. Ondan çok şey öğrendim; harika bir öğretmen oldu bana. Prova sürecinin içinde olup, oyunun gelişimine şahit oldukça, prömiyer öncesi oyuna dair fikir ve duygularınız oluşmaya başlıyor zaten. İyi bir iş çıkacağı daha başından belliydi.
 
- Çevirmenliğe nasıl başladınız?
Seneler önce dedem çok hastalandı. Onunla ilgilenebilmek için beş ay boyunca resmen hayatı durdurdum. Evden hiç çıkmıyordum, yanından hiç ayrılmıyordum.  Ama mesleğime dair de bir şeyler de yapmalıydım. Üretmem gerekiyordu. Evden çıkmadan tiyatroyla ilişkili ne yapabilirim diye düşünürken, çevirmenlik geldi aklıma. Şimdi dönüp bakınca çok doğru bir karar vermişim diyorum. Bir oyuncunun çevirmenlik yapması, metinlere yaklaşım konusunda da büyük artılar sağlıyor. Çünkü tiyatro çevirmeni olabilmek için sadece bir yabancı dili çok iyi bilmeniz yetmiyor. Türkçe’ye de hakim olmalısınız, tiyatroyu da iyi bilmelisiniz, araştırmaya açık olmalısınız, çok okumalısınız. On senedir oyun çevirmenliği yapıyorum ve bundan çok keyif alıyorum :)
 


 
Röportaj: Aytunç Taylan
 
.